Geçtiğimiz hafta Netflix’te yayınlanan ‘Sosyal İkilem’ isimli sosyal medya ve etik problemleri anlatan ufuk açıcı belgeseli izledim. Sofokles’in ‘Ölümlülerin hayatına giren tüm büyük olaylar beraberinde lanet getirir.’ cümlesiyle başlayan belgeselde ana fikir olarak insan hayatını derinden etkileyen her yeni teknolojik gelişmenin olumlu etkilerinin yanı sıra olumsuz istenmeyen etkileri de beraberinde getirdiği vurgusu yapılıyor. Bu olumsuz etkilerin neler olduğunu net biçimde ortaya koyarak bu etkileri en aza indirecek önlemelerin vakit kaybetmeden alınması gerekiyor.


Belgeselde toplumların sosyal medya üzerinden hangi yöntemlerle ayrıştırıldığını, gerçeklerin yerine nasıl yalan haberlerin dikkatimizi çektiğini, şirketlerin para uğruna verilerimizi ne şekilde kullandığını anlatılmakta. İnternetin günümüzde devasa bir alışveriş merkezine dönüştüğü, kişisel verilerin özellikle sosyal medya şirketlerinin kullanımını kısıtlayan yeterli yasanın bulunmaması, ‘eğer bir ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz’ cümlesi ve belki de en düşündürücü olan ‘Dünyada müşterilerine kullanıcı diyen iki sektör var. Biri uyuşturucu, diğeri yazılım sektörü’ cümlesi belgeselden aklımdan kalan çarpıcı notlar oldu.

Z kuşağı sosyal medya ile ergenlik dönemine giren ilk nesil. Sosyal medyanın onların üzerinde yarattığı toplumsal baskı ve beğenilme tutkusunun o yaş grubunda depresyon ve intihar oranlarına nasıl yansıdığı çarpıcı istatistiklerle belgeselde gözler önüne seriliyor. Ebeveynler olarak gerekli önlemleri alacak bilinç düzeyine bir önce ulaşmamız bir nesli koruyabilmek adına çok önemli bir hal almış durumda.


Bu konuda kısa vadede çok ciddi karlar elde sosyal medya şirketlerinin ya da hükümetlerin sorunun çözümüne yönelik etkili adımlar atamayacağı görünüyor. Bu konuda ilkokuldan itibaren ‘Doğru ve etkili internet ve sosyal medya okuryazarlığı’ dersinin müfredatta yer alması önemli bir adım olabilir. İlkokuldan itibaren okuma yazma gibi, insanlara dijital dünyada doğru bilgiye ulaşım, haberlerin doğruluğunu teyit etme yöntemleri ve en önemlisi siber zorbalık gibi konularda zorunlu dersler verilmesi gerekmektedir.


Dijital medya yoluyla yanlış ve yanıltıcı bilginin hayatı tehdit edici olduğu alanlardan en önemlilerinden biri de sağlık ile ilgili içeriklerdir. Ülkemizde genel topluma baktığımızda 2019 yılında Sağlık Bakanlığımızın yaptığı sağlık okuryazarlığı araştırmasında toplumumuzun %30,9’u yetersiz, %38’i sorunlu-sınırlı, %23,4’ü yeterli, %7,7’si ise mükemmel olarak saptanmıştır. Bu sonuçlara göre ülkemizde yaklaşık olarak 10 kişiden 7’sinin sağlık okuryazarlığı düzeyi yetersiz ya da sınırlı olarak bulunmuştur. Sağlık okur yazarlık düzeyi düştükçe kronik hastalık sıklığının arttığı aynı çalışmada tespit edilmiştir.


Bu çalışmada sağlıkla ilgili bilgilere ulaşım araçları olarak %48,6 oranıyla internet ilk sırada yer alırken bunu televizyon %33, gazete %8,9, cep telefonu ve akıllı telefon uygulamaları %6,5, kitap %3,8 olarak takip etmektedir.
En önemli sağlık bilgi kaynağı olarak kullanılan internet sitelerinde ki bilgi kaynaklarının doğruluk ve güvenilirlik düzeylerinin değerlendirilmesi toplum sağlığı için öncelik verilmesi gereken konulardan biridir. Biz de bu konuda fikir vermesi amacıyla Türk Kardiyoloji Derneği Dijital Sağlık proje grubu olarak bir çalışma yaptık. Günümüzde insanların sağlıkla ilgili bilgiye ulaşmak amacıyla en çok kullandığı araç olan Google sitesinde Google trends uygulaması ile kolesterol sorgulaması yapıldığında en fazla ulaşılan 1000 internet sitesini içerdiği bilgiler açısından değerlendirdik. İki uzman kardiyolog tarafından sitelerde bulunan bilginin güncel Avrupa Kardiyoloji Derneği Dislipidemi kılavuzuna uygunluğu değerlendirildi. Yazıların içerikleri yanlış yönlendirici, yetersiz ama uygun ve yeterli ve uygun olarak üç kategoriye ayrıldı. Çalışma kriterlerimize uyan 604 yazıdan 35 tanesi (%5,7) yanlış yönlendiren, 334 tanesi (%55,4) yetersiz ama uygun, 235 tanesi (%38,9) yeterli ve uygun olarak saptandı.
Ülkemizde sağlık okuryazarlığını arttırıcı çalışmalar her geçen gün hız kazanırken, doğru bilgiye ulaşım için insanların güncel ve doğru bilgiye ulaşmasını sağlayacak internet sitelerinin bakanlığımız ve branş derneklerinin beraber yapacağı çalışma ile oluşturularak tanıtımının etkili bir şekilde yapılması gerektiğine inanıyorum.