Bilimsel ve siyasi ihtirasların yoğunlaştığı günümüzde, Covid-19 pandemisinde tedaviye yönelik ilaç çalışmaları yedi aylık sürede 1000’i geçti ama hala bilmediklerimiz bildiklerimizden fazla gözüküyor. Gariptir ki, Covid-19 konusunda yapılan 6 bilimsel araştırmadan 1’i sıtma ilaçlarının denenmesine yönelik uygulandı. Peki neden bu kadar yoğun araştırılmasına rağmen henüz standart tedavi bir türlü oturtulamadı? Sıtma ilaçlarına yönelik tartışma neden hala devam etmekte? Bu ilaçlar bu popülerliği etkinlikten mi yoksa medyatik olmasından mı kazandı? Mart 2020’ de ABD başkanı Donald J. Trump büyük bir randomize çalışmayı göstermeden milyonlarca takipçisine hidroksiklorokinin etkin olduğunu söylemesi ilacın medyatikliğini tetiklemeye yetti.
Sonrasında neler oldu? Bu konuya açıklık getirmek için bu konuda yapılan büyük çalışmaları incelemek belki de en doğru yol haritası olarak gözüküyor. İngiltere’de yapılan yüksek hacimde hastaya sahip RECOVERY çalışmasında hidroksiklorokin 1542 hastaya verildi, 3132 hastaya ise verilmedi. Hastaneye yatan bu hastalarda tedaviden 28 gün sonra hidroksiklorokin alanların %25.7’si almayanların ise %23.5’i öldü. Sonuçlar hidroksiklorokinin faydalı olmadığı lehine çıktı.
İşin garip kısmı ise sonuçların Haziran 2020’de herhangi tıbbi bir dergide yayınlanmadan ve hakem sürecinden geçmeden çalışmanın baş yazarı tarafından twitter’da paylaşılmasıydı. Bu durumu ilginçlikler takip etti ve Amerikan gıda ve ilaç kurumunun (FDA) eski yetkililerinden Robert Califf bu çalışmanın gerektirdiği şekilde hidroksiklorokinin kritik durumdaki yatan hastalarda faydalı olmadığını gösterdi dedi. Bu durum çalışmanın değeri ne kadar yüksek olursa olsun bilimsel etiğin modifikasyonunu gösteren aşikar bir delil olarak gözüküyor. Farklı bir perspektiften bakıldığında ise RECOVERY de normalde pek çok ülkede kullanılmadığı şekilde yüksek doz (ilk 24 saatte 2400 mg hidroksiklorokin, 10 günde 9600 mg hidroksiklorokin) klorokin verilmesi tartışılması gereken ayrı bir konu olarak gözüküyor. Bu yüksek dozda klorokin verimesini içeren çalışma neye göre planlandı? Bildiklerimize göre klorokin romatolojik hastalıklarda günlük 300-400 mg, sıtmada ise ilk gün yükleme dozu olarak 800 mg veriliyor ve toksisite 1500mg üzerinde zaten gelişmeye başlıyor.
Peki RECOVERY çalışmasının medyada yer alması öncesinde neler yaşandı? FDA Mart sonuna kadar hidroksiklorokin kullanımını onaylıyordu. Lancet’te Mayıs 2020’de yayınlanan bir makalede hidroksiklorokin konusunda şüpheler oluşmaya başladı. Neden? Yüzlerce hastanenin katılarak oluşturulduğu iddia edilen veritabanına göre hidroksiklorokin ölüm oranlarını ve aritmileri artırıyordu. Bu çalışmaya rağmen neden şüpheler devam etti? Bu çalışmada verilerin sahibi olan Surgisphere şirketi audit’e girmeyi reddetti ve çalışmayı yayınlayan yazarlar bu yayını geri çekmek zorunda kaldı veya vicdani olarak geri çekmek istediler.
Aynı dönemde Çin’den yayınlanan çalışmada Huang ve arkadaşları elimizde kullanacak bu kadar az ilaç varken bizim verilerimize göre Covid-19’un tedavisinde klorokin yer almalı dedi.
Yayınlanan bu çalışmada dikkat çeken nokta tedavi kolunda klorokin alan sadece ‘10’ hasta olmasıydı. Çok sayıda çalışma yapılmaya devam ederken medyatik söylemler ve kendini haklı çıkmaya yönelik ifadeler de devam ediyor.
ABD başkanı’nın 4 gün önce attığı tweet de dayandığı çalışmanın gözlemsel bir çalışma olması ise düşünülmesi gereken ayrı bir konu olarak gözüküyor.
Son 6 ay içinde yaşananlar bilimsel dünyanın yaşadığı paniği ve mevcut düzensizliği gözler önüne seriyor. Şu anda pubmed’de covid-19 ve klorokin aratıldığında 771 çalışmaya ulaşabiliyor. Artık pek çok ülkede klorokin tedaviden kaldırılsa da bazı ülkeler bu tedaviye devam ediyor. Kim haklı? Bulunduğumuz şartlarda herkesin dayanağı gayet hazır gözüküyor ve maalasef mevcut durum bilimsel ve siyasi ihtirasların gerçeği ortaya koymanın önüne geçtiğini işaret ediyor. Halbuki bilimin kanıtın peşinde koşması ve doğru yönlendirmesi gerekmez miydi? Bilimsel araştırmaları alelacele yapmak yerine, doğru planlayıp sağlam bir veritabanı ile hedefe ulaşmak farklı bir söyleyiş ile eski bilgilerimizi hatırlamamız gerekli gibi gözüküyor.